Makale

4.Sınıf Türkçe Dil Bilgisi Konu Anlatımı

HARF BİLGİSİ

Dil Bilgisi
Dil Bilgisi

İnsanlar arasında iletişimi sağlamak amacıyla kullanılan araca dil denir.

Akciğerlerden gelen havanın ses organlarında biçimlendirilmesiyle ortaya çıkan harekete ses denir.

Çıkardığımız seslerin yazıya aktarılan sembollerine harf denir.

Harfler belirli bir sıraya göre dizilmiş bütününe alfabe denir.

Alfabemizde 29 harf bulunmaktadır, bunların 8 tanesi ünlü harf, 21 tanesi ünsüz harftir.

Ünlü Harfler

Ünlü harfler, sesin çıktığı esnada hiçbir engelle karşılaşmadan oluşurlar ve söylenişleri kolaydır. Tek başlarına yazıldıklarında bile anlam ifade ederler. Alfabede yer alan 8 ünlü harfin 4 tanesi kalın, 4 tanesi ince ünlü harftir. “a, ı, o, u” kalın ünlülerdir, “e, i, ö, ü” ince ünlülerdir.

Ünsüz Harfler

Tek başlarına bir anlam ifade etmeyen, ses yolunda bir engelle karşılaşarak oluşan harfler ünsüz harflerdir. Alfabede yer alan 21 ünsüz harfin 13 tanesi yumuşak, 8 tanesi sert ünsüz harftir. “f, s, t, k, ç, ş, h, p” sert ünsüzlerdir, “b, c, d, g, ğ, j, l, m, n, r, v, y, z” yumuşak ünsüzlerdir.

ALFABETİK SIRALAMA

Alfabe, bir dilde kullanılan harflerin belirli bir sıraya göre düzenlenmiş hali olarak tanımlanır. Alfabetik sıra, alfabedeki harflerin belirli bir düzen içinde sıralanmasını ifade eder. Her harfin, alfabede belirli bir yeri ve sırası bulunmaktadır. Bu nedenle, kelimeler oluşturulurken veya sözcükler sıralanırken, alfabedeki harf sıralarına uygun bir şekilde yerleştirilirler. Bu düzenlemeye “alfabetik sıralama” denir.

Türk alfabesinde harflerin sıralanışı şu şekildedir: “a, b, c, ç, d, e, f, g, ğ, h, ı, i, j, k, l, m, n, o, ö, p, r, s, ş, t, u, ü, v, y, z”. Sözcükleri alfabetik sıraya veya sözlük sırasına dizmemiz gerektiğinde, ilk olarak sözcüğün ilk harfine bakarız. İlk harfi aynı olan sözcüklerde, sırasıyla ikinci ve üçüncü harflere göre alfabetik sıralama yaparız.

SÖZCÜK BİLGİSİ

Ses ya da seslerin anlam veya görev taşıyan, tek başına anlam ifade edebilen bir birim olarak adlandırılan yapıya “sözcük” denir. Dilimizde, bazı sözcükler yalnız başlarına kullanıldığında da anlam taşırlar. Bu tür sözcükler, tek başına anlam ifade eden sözcükler olarak adlandırılır. Örneğin, “masa”, “ağaç”, “uyku”, “rüya” gibi sözcükler bu kategoriye örnek olarak verilebilir.

Ayrıca, tek başlarına anlam taşımayan, ancak başka sözcüklerle bir araya geldiklerinde anlam kazanan sözcükler de bulunmaktadır. Örneğin, “ile”, “gibi”, “kadar”, “rağmen”, “bile”, “fakat” gibi sözcükler, tek başlarına anlam ifade etmeyip, diğer sözcüklerle birleşerek belirli bir görevi yerine getirirler.

YAZIMI KARIŞTIRILAN SÖZCÜKLER

Bazı sözcükler, yanlış yazılma eğilimindedir. Bu sözcükleri doğru bir şekilde yazabilmek için Türk dilinin kurallarını bilmek önemlidir. Yazımı karıştırılan kelimelerin doğru yazılışını öğrenmek için, “Yazım Kılavuzu”nu veya Türk Dil Kurumu’nun resmi internet sitesini ziyaret etmek faydalı olabilir.

  1. “şu anda” mı, “şuanda” mı?
    • Doğru: “şu anda”
  2. “belki” mi, “belkide” mi?
    • Doğru: “belki”
  3. “hepsi” mi, “hepsi bir arada” mı?
    • Doğru: “hepsi”
  4. “geliyorum” mu, “geliyom” mu?
    • Doğru: “geliyorum”
  5. “ne zaman” mı, “nezaman” mı?
    • Doğru: “ne zaman”

Bu örneklerde olduğu gibi, doğru yazımı öğrenmek ve uygulamak için Türk Dil Kurumu’nun rehberlerinden veya yazım kılavuzlarından faydalanmak önemlidir.

SÖZCÜKTE ANLAM

Sözcüklerin genel kabul gören, herkes tarafından bilinen ilk anlamına “gerçek anlam” denir.

Örnek: Annem, giyineceği kazağı kuruttu. Bu cümlede yer alan tüm sözcükler, gerçek anlamda kullanılmıştır.

Bir anlam ilişkisi sonucunda, sözcüğün kendi anlamından tamamen farklı bir anlam kazanmasına ise “mecaz anlam” denir.

Örnek: Yakıcı Güneş, insanların içini kuruttu. (mecaz anlam) Bu cümlede “kuruttu” sözcüğü, gerçek anlamının ötesinde bir anlam ifade etmektedir.

Ayrıca, bir sözcüğün belirli bir bilim dalına özgü olarak kullanılmasına da “terim anlam” denir.

Örnek: Bu maçı penaltılarla 2-0 kazandık. (futbol terimi) Bu cümlede “penaltılarla” ifadesi, futbol terimleri içinde kullanılmıştır.

 

SÖZCÜKLER ARASI ANLAM İLİŞKİLERİ

Eş Sesli (Sesteş) Sözcükler: Tek başına birden fazla anlamı karşılayabilen sözcükler eş sesli (sesteş) sözcükler olarak adlandırılır. Bu sözcüklerin yazılışları aynıdır, ancak anlamları farklıdır.

Örnek:

  1. Benim al yanaklı bir annem var. (kırmızı)
  2. En sevdiğim meyveyi aldım. (satın almak)

Zıt Anlamlı Sözcükler: Anlam ilgisi olarak birbirinin tam tersi olan sözcükler zıt anlamlı sözcüklerdir.

Örnek: Önemli olan, yaşadığın karanlıklardan ders alıp kendini aydınlatmandır.

Eş Anlamlı Sözcükler: Yazılışları farklı, ancak anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı sözcükler denir.

Örnek:

  • Öğretmen → Muallim
  • Öğrenci → Talebe
  • Zaman → Vakit

YAPILARINA GÖRE SÖZCÜKLER

Sözcükteki tüm ekler atıldığında geriye kalan en anlamlı ses birimine “kök” denir.

  • Örnek: Bal, eş, göz, kaş, yuva, ordu…

Bir sözcüğün kök veya gövdelerine eklenerek başka anlamlarda yeni sözcükler oluşturan parçalara ise “ek” denir. Örneğin, “-cı, -lı, -lık, -sız” gibi bazı ekler eklenen sözcüklerin anlamlarını değiştirir. Bu tür ekler “yapım eki” olarak adlandırılır (baş+lık). Diğer yandan, “-ler, -de, -ecek” gibi bazı ekler ise eklenen sözcüklerin anlamını değiştirmez.

Sözcükler yapılarına göre üçe ayrılır:

Basit Sözcükler: Sözcüğün anlamını değiştiren herhangi bir ek almamış sözcüklerdir. Örneğin, “çikolata+y+ı.”

Türemiş Sözcükler: Sözcüğün anlamını değiştiren eklerden birini alan her sözcüğe türemiş sözcük denir. Yani bir sözcük, türeyerek bambaşka bir anlam kazanır. Örneğin, “balık+cı → balıkçı.”

Birleşik Sözcükler: Farklı anlamlar taşıyan iki sözcüğün yan yana gelerek yeni bir sözcük oluşturmasına birleşik sözcük denir. Örneğin, “Ay+çiçek+i → Ayçiçeği.”

CÜMLE OLUŞTURMA – TAMAMLAMA

Cümle, bir duyguyu, bir düşünceyi, bir işi veya bir isteği ifade etmek amacıyla bir araya getirilmiş sözcük grubudur. Cümlelerde, işi yapan veya etkilenen varlığa “özne,” cümlenin sonunda bulunan ve genellikle bir yargı bildiren sözcüğe ise “yüklem” denir.

Cümle oluşturma sorularında, karmaşık bir şekilde verilen sözcüklerle kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturulması istenir. Bu tür soruları çözerken, öncelikle eylemi bildiren sözcüğü bulmalı ve cümlenin sonuna getirmelisiniz. Daha sonra diğer sözcükleri, anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde sıralamalısınız.

Cümle tamamlama sorularında ise cümlede boş bırakılan yerlere, anlamı en iyi tamamlayan sözcüğün eklenmesi istenir. Seçilen sözcükler, cümlenin anlamına ve yapısına uygun olmalıdır.

CÜMLEDE ANLAM

Neden-Sonuç Cümleleri: Yapılan bir eylemin nedenini belirten cümlelerdir. Yükleme “Neden?, Niçin?” gibi sorular sorularak ifade edilir. Örnek: “Seni arayamadım çünkü telefonum bozuldu.”

Amaç-Sonuç Cümleleri: Yapılan bir işin amacını ve bu amaca ulaşmak için neye bağlı olarak gerçekleştiğini ifade eden cümlelerdir. Yükleme “Hangi amaçla?” sorusu sorularak bulunur. Örnek: “Bildiklerini anlatmak için karakola gitti.”

Kesinlik Cümleleri: İhtimal veya şüphe içermeyen, net bir ifadeyle yapılan cümlelerdir. Örnek: “Ders bitmiştir. Herkes dışarı çıksın.”

Olasılık Cümleleri: Yaşanması kesin olmayan, ihtimal içeren cümlelerdir. Örnek: “Galiba bu konuyu anlamadı.”

Karşılaştırma Cümleleri: Var olan iki durumun veya varlığın kıyaslanması sonucu oluşan cümlelerdir. Örnek: “Emre, Osman’dan daha uzundur.”

Benzetme Cümleleri: İki benzer şeyden birinin diğerine benzetilmesiyle oluşan cümlelerdir. Örnek: “İnci gibi dişleri var.”

Örnekleme Cümleleri: Bir düşünceyi açıklamak için örnekler verilen cümlelerdir. Örnek: “Mutfak sanki aylardır temizlenmemişti: kirli tabaklar, tencereler…”

Nesnel – Öznel Cümleler: Bir bilginin veya durumun herkes tarafından kabul edildiği, sabit cümlelere “nesnel cümle” denir. Kişiden kişiye değişen, farklı düşünceler içeren cümlelere ise “öznel cümle” denir.

CÜMLEDE İFADELER

Farklı Düşünmeye Yönlendiren İfadeler: Cümledeki ilk yargının vermek istediği anlama, bir ifade aracılığıyla ikinci yargıya farklı bir anlam kazandıran ifadelere “farklı düşünmeye yönlendiren ifadeler” denir. “Ama, veya, lakin, fakat…” gibi sözcüklerden sonra anlam değişir.

Özetleyen ve Sonuç Bildiren İfadeler: Bir yazının uzun uzun yazıldıktan sonra kısaltılarak daha sade ve net bir şekilde sonlandırılmasına “özetleme” denir. “Kısacası, özet olarak, sonuç olarak, böylece” gibi sözcükler kullanılır.

Duygusal İfadeler: Duyguları öne çıkaran ifadelerdir. Bu ifadelerle yazarın duygu durumunu ifade etmesi amaçlanır.

Abartılı İfadeler: Gerçekleşmesi mümkün olmayan durumları anlatan ifadelerdir. Bu tür ifadelerde olaylar ya da nesneler büyük ölçüde abartılı bir şekilde betimlenir.

Hayal Ürünü Olan İfadeler: Gerçekleşmesi mümkün olmayan, tamamen hayal ürünü olan ifadelerdir. Yazarın yaratıcılığını kullanarak ortaya koyduğu düşsel ifadelerdir.

PARAGRAF

Bir yazının bütününün, bir başından öteki başına kadar olan düşünce ve anlatı bütününe paragraf denir. Paragrafın özellikleri şunlardır:

Paragrafın Özellikleri:

  • Paragraf, bir anlatı bütünüdür ve bütün parçaları birbiri ile bağlantılıdır.
  • Paragrafın geneli tek bir düşünceyi savunur ve anlatılan konu açık, sade ve anlaşılır olmalıdır.
  • Paragrafta cümle sayısı bir tane olabileceği gibi birden fazla da olabilir.
  • Paragrafları birbirinden ayıran satır başlarıdır.

Konu: Her paragrafta yazar, okura bir mesaj vermek amacıyla bir şeylerden söz eder. Paragrafta hakkında söz söylenen düşünce, olay ya da duruma “konu” denir.

Ana Düşünce: Bir yazının oluşmasını sağlayan temel fikirdir. Ana düşünce, yazarın okuyucuya vermek istediği mesajı, savunduğu asıl görüşü ifade eder. Ana düşünce paragrafın başında, ortasında veya sonunda olabilir. Bir paragrafta sadece bir tane ana düşünce bulunur; diğer düşünceler yardımcı düşüncelerdir.

Başlık: Yazının içeriğinde anlatılan konunun tek kelimeyle ya da birkaç kelimeyle bütünü ifade edebilecek şekilde yazıyı tanımlamasına “başlık” denir.

PARAGRAFIN YAPISI

Paragrafta genellikle giriş, gelişme ve sonuç bölümleri bulunur.

Giriş Bölümü: Konuya değinilen, bir ya da birkaç cümleden oluşan, başlangıcı ifade eden bölümdür. Bu bölüm, paragrafın ana fikrini okuyucuya tanıtır.

Gelişme Bölümü: Kendinden önceki bölümle bir anlam ilişkisi bulunduran, duygu ve düşüncelerin daha ayrıntılı ifade edildiği bölümdür. Bu kısım, ana fikri destekleyen, açıklayan ve detaylandıran unsurları içerir.

Sonuç Bölümü: Paragrafın geneli ile ilgili bir düşünceye varılan ve özet niteliğindeki ifadelerin bulunduğu bölümdür. Bu bölümde genellikle “kısacası, özet olarak, sonuç olarak, böylece” gibi ifadeler kullanılır. Sonuç bölümü, paragrafın ana fikrini vurgular ve okuyucuya bir sonuç çıkarma fırsatı tanır.

PARAGRAFIN YAPISI – İLKOKUL ÇOCUKLARI İÇİN İPUÇLARI:

  1. Renkli Başlıklar Kullanın: Başlıkları farklı renklerle yazarak paragrafın başlangıcını vurgulayın. Örneğin, giriş bölümünü mavi, gelişme bölümünü yeşil ve sonuç bölümünü kırmızı yapabilirsiniz.
  2. Resim ve Çizimler Ekleyin: Her bölümü desteklemek için resimler ve çizimler kullanın. Örneğin, giriş bölümünü temsil eden resimde bir kapı, gelişme bölümünü temsil eden resimde bir ağaç, sonuç bölümünü temsil eden resimde bir bayrak ekleyebilirsiniz.
  3. Hikayelerle Anlatın: Paragraf yapısını bir hikaye üzerinden anlatın. Bir girişle konuyu tanıtın, gelişme bölümünde detayları ekleyin ve sonuç bölümünde hikayenin sonunu getirin.
  4. Basit Dil Kullanın: Karmaşık kelimelerden kaçının. Basit ve anlaşılır bir dil kullanarak cümleleri olabildiğince basitleştirin. Örneğin, “Başlangıç kısmı, konuşacağımız şeyin girişidir.”
  5. Sorular Sorun: Her bölüm sonunda çocuklara sorular sorarak, konuyu anlamalarını sağlayın. Örneğin, “Giriş bölümünde ne öğrendik? Şimdi neden buna daha fazla detay ekliyoruz?”
  6. Oyunlar ve Aktivitelerle Destekleyin: Paragrafın her bölümünü farklı oyunlar ve etkileşimli aktivitelerle destekleyin. Örneğin, gelişme bölümünü resim boyama, sonuç bölümünü kısa bir oyunla pekiştirebilirsiniz.

Bu ipuçları, ilkokul çocuklarına paragraf yapısını anlatmak için etkili bir yol olabilir.

NOKTALAMA İŞARETLERİ

  1. Nokta (.):
    • Tamamlanmış cümlelerin sonuna koyarız. (Cümleleri bitirir.)
    • Kısaltmaların sonuna koyarız. (Kelimelerin kısaltılmasında kullanılır.)
  2. Virgül (,):
    • Sıralama yaparken kullanırız. (1, 2, 3)
    • Seslenme ve hitap sözcüklerinden sonra koyarız. (Merhaba, arkadaşlar!)
    • Cümle içinde ayrılan bölümleri gösterir. (Hava güneşliydi, çocuklar parka gittiler.)
  3. İki Nokta (:):
    • Örnek verilen cümlelerden sonra kullanırız. (Örneğin: Kış geldi.)
    • Karşılıklı konuşmalarda kullanırız. (Anne: Akşam yemeğini kim yapacak?)
  4. Konuşma Çizgisi (−):
    • Konuşmayı yapan kişinin sözünden önce kullanılır. (Ali dedi: “Ben de geliyorum.”)
  5. Tırnak İşareti (” “):
    • Başkasına ait olan sözleri belirtirken kullanırız. (Öğretmen dedi: “Sessiz olun!”)
  6. Yay Ayraç (( )):
    • Bir kelimenin açıklamasının içinde kullanılır. (Dağlar (Ağaçlı ve Yüksek) güzeldir.)
  7. Soru İşareti (?):
    • Soru cümlelerinin sonuna koyarız. (Neden böyle yaptın?)
  8. Ünlem İşareti (!):
    • Heyecan, sevinç, korku gibi duyguları ifade eden cümlelerin sonuna koyarız. (Ne güzel bir gün!)
  9. Kısa Çizgi (-):
    • Sözcükleri hecelerine ayırırken kullanırız. (Ma-ka-ra)
  10. Kesme İşareti (‘):
    • Özel adlara ek getirirken kullanırız. (Ayşe’nin defteri)
  11. Üç Nokta (…):
    • Tamamlanmamış cümlelerin sonuna koyarız. (Gel, sana bir şey anlatayım…)
  12. Eğik Çizgi (/):
    • Yan yana yazılması gereken durumları ayırmak için kullanırız. (Ali/Ece)

BETİMLEME: NESNELERİN VE VARLIKLARIN DETAYLI ANLATIMI

Betimleme, yazıyla bir varlığı, nesneyi veya durumu detaylı bir şekilde resmetme, anlatma sanatıdır. Bu tür anlatımlar, okuyucunun zihinsel bir tablo oluşturmasına yardımcı olur.

Örnek: Bembeyaz tüyleri, masmavi gözleriyle öyle tatlıydı ki benim Pamuk’um. Beni gördüğünde yerinde duramaz bir oraya bir buraya koşar dururdu. Seveyim diye mırıldanarak sürterdi başını bacaklarıma. O dünyanın en akıllı kedisiydi.

Ormanın Güzellikleri: Ormanın derinliklerine adım attığınızda, kuş cıvıltıları ve hafif rüzgarın şarkısı kulaklarınıza dolmaya başlar. Ağaçların koyu yeşil yaprakları, güneş ışığının arasından süzülerek yerde dans eder. Her adımda altınızda kuru yaprakların hışırtısı size eski masalları hatırlatır. Ormanın içinde gölgesiyle serinleten dev çam ağaçları, gökyüzünden gelen ışığı yavaşça süzerken, yemyeşil yosunlar ağaç kütüklerini örtüsü gibi sarar. Ormanın dokusu, doğanın resitalini sizin için yavaşça açar.

Deniz Kıyısındaki Akşam: Güneş, ufuk çizgisinin ardına doğru kayarken, denizin üzerinde altın rengi yansımalar bırakır. Kumsalda yürüdüğünüzde, ayaklarınızın altındaki ıslak kum taneleri sizi sıcacık bir sarhoşlukla kucaklar. Denizin huzur veren sesi, dalga sesleriyle birleşirken, martıların çığlıkları gökyüzünde dans eder. Akşam serinliği, burnunuza tuzlu deniz kokusunu getirirken, güneşin batışı kıyıya masalsı bir renk cümbüşü sunar.

Bu betimlemeler, varlıkların veya doğanın özelliklerini detaylı bir şekilde tasvir ederek okuyucuya canlı bir görsel sunma amacını taşır.

OLAYLARIN OLUŞ SIRASI

Metinlerde olayların ve durumların anlatılması, okuyucuların olayların gelişimini daha iyi takip edebilmesi için belirli ifadelerle yapılmaktadır. Olayların oluş sırasını vurgulamak için sıkça kullanılan ifadeler arasında “ilk olarak”, “ardından”, “sonrasında”, “daha sonra”, “en sonunda” gibi ifadeler bulunmaktadır.

*Örnek: Aşağıdaki ifadeler, olayların oluş sırasına göre sıralanmıştır.

  1. Sabah erkenden uyandı.
  2. Hemen pencereyi açtı.
  3. Temiz havayı iliklerine kadar çekti.
  4. Sonra elini yüzünü yıkadı.
  5. Artık kahvaltısını yapabilirdi.*

HİKÂYE UNSURLARI

Hikâye, yaşanmış ya da yaşanması mümkün olayları belirli kurallar çerçevesinde anlatan bir türdür. Her hikâye genellikle dört temel unsur etrafında şekillenir: olay, yer, zaman ve karakterler.

  • Olay: Hikâyede anlatılan durum veya yaşananlar olayı oluşturur. Hikâye, genellikle bir konu etrafında şekillenir ve bu konu, hikâyenin merkezi olayını oluşturur.
  • Karakterler: Hikâyenin kahramanları, olayları yaşayan varlıklardır. Karakterler, hikâyenin gelişimine yön verir ve okuyucunun hikâye dünyasına bağlanmasını sağlar.
  • Zaman: Olayın yaşandığı süre zarfı zamandır. Hikâye içinde zaman, genellikle belirli bir kronolojik sıraya göre ilerler. Zaman, olayların gelişimini ve karakterlerin değişimini yansıtır.
  • Mekân: Olayların geçtiği yer veya mekân, hikâyenin atmosferini belirler. Mekân, hikâye dünyasını daha canlı ve gerçek kılar, okuyucuya olayları daha iyi hayal etme imkanı sağlar.

Bu dört temel unsur, bir araya geldiğinde okuyucuya bütünlüklü ve etkileyici bir hikâye sunar.

YAZIM KURALLARI

Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler:

  • Satır başlarında yer alan cümlelerin ilk kelimeleri büyük harfle başlar.
  • Özel adlar, dergi, kitap, gazete, yıldız adları büyük harfle başlar.
  • İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar.

Örnek: Sen “Küçük Prens”i okudun mu? Örnek: Durmadan tekrarlıyordu: Sen gelmeyeceksin.

Kısaltmaların Yazımı:

  • Bazı kısaltmaların sonuna nokta konur.
  • Ölçü, yön, para birimlerinin sonuna nokta konmaz.
  • Kurum kuruluş adlarının kısaltmalarında hepsinin ilk harfi büyük olur.
  • Sonunda nokta olmayan kısaltmalara gelen ekler kesme işaretiyle ayrılır.

Örnek: THY’de, TDK’nin…

Sayıların Yazımı:

  • Sayılar hem rakamla hem harfle yazılabilir.
  • Sayılar harfle yazıldığında her kelimesi ayrı yazılır.

Örnek: Tam yüz yirmi dokuz kişi toplanmıştı.

Ki’nin Yazımı:

  • Türkçe’de “ki”nin bağlaç olarak kullanımı her zaman ayrıdır.
  • Ancak ek olan “-ki” her zaman bitişiktir.

Örnek: İlaçlarını iç ki iyileşesin. (Bağlaç) / Onunki henüz bitmedi. (Ek)

De’nin Yazımı:

  • Bağlaç olarak kullanılan “de” her zaman ayrıdır.
  • Ancak ek olan “-de” bitişiktir ve cümleden çıkarılırsa cümlenin anlamı bozulur.

Örnek: Esra da gidecek. (Bağlaç) / Evde ders çalışıyor (ek)

5N 1K

“N” harfi ile başlayan beş soru sözcüğü, bir metindeki olayları anlamamıza yardımcı olan “K” harfi ile başlayan bir soru sözcüğünü temsil eder. İşte bu sorular:

  1. Ne?
  2. Nasıl?
  3. Ne zaman?
  4. Niçin?
  5. Nerede?
  6. Kim?

Örnek: Funda’yı aşağıdaki parkta sallanırken gördüm.

  • Nerede? (Aşağıdaki parkta)
  • Nasıl? (Sallanırken)

SÖZ ÖBEKLERİ

Atasözleri: Atalarımızın birikimleri ve yaşam deneyimleri sonucu oluşan kalıplaşmış ifadelerdir. Genellikle öğüt verici ya da yaşamla ilgili tecrübeleri ifade ederler. Atasözleri değiştirilemez kalıplardır ve genellikle kimin tarafından söylendiği bilinmez.

Örnek: Üzüm üzüme baka baka kararır.

  1. Acele işe şeytan karışır.
  2. Damlaya damlaya göl olur.
  3. Güzele bakmak sevaptır.
  4. Yatanın malum, yatmayanın malum olur.

 

Deyimler: Genellikle gerçek anlamından farklı bir anlam ifade eden, birden çok sözcükten oluşan kalıplaşmış ifadelerdir. Dil zenginliğini artıran ve sıkça kullanılan deyimler, konuşma ve yazı dilinde renk katar.

Örnek: Küplere binmek (Anlam: Çok sinirlenmek)

  1. Elma ile armutu karıştırmak (Anlam: Birbirine uymayan şeyleri karıştırmak)
  2. İki lafın belini kırmak (Anlam: Kısa ve öz konuşmak)
  3. Ses getirmek (Anlam: Duyulmak, ilgi çekmek)
  4. Yanı başında olmak (Anlam: Çok yakında bulunmak)

Deneme Metni: Deneme, bir düşünceyi, bir kanaati, bir görüşü savunmak, açıklamak, kanıtlamak veya yaşanmış bir olayı yorumlamak amacıyla yazılan yazılardır. Yazar, denemede kendi düşüncelerini özgürce ifade eder ve okuyucuya düşündürmeye çalışır.

Makale: Makale, genellikle bir konuyu incelemek, analiz etmek veya tartışmak amacıyla yazılan kısa yazılardır. Makaleler genellikle gazete, dergi veya internet gibi yayın organlarında yayımlanır. Bilgi verme, okuyucuyu ikna etme veya bir sorunu çözme amacını taşıyabilirler.

Anı: Anı, yazarın kendi yaşamından izlenimleri, anılarını, hatıralarını anlattığı eserlerdir. Genellikle kişisel bir bakış açısıyla yazılan anılar, yazarın yaşadığı döneme ve olaylara tanıklık etmesini içerir.

Drama: Drama, sahnede canlandırılmak üzere yazılan eserlerdir. Diyaloglar aracılığıyla karakterlerin duygu ve düşüncelerini ifade ettiği, çatışmaların yaşandığı ve olay örgüsünün bulunduğu metinlerdir.

Eleştiri: Eleştiri, bir sanat eserini, bir eserin öğelerini veya bir düşünceyi değerlendiren yazılardır. Eleştiri metinlerinde yazar, eserin olumlu ve olumsuz yönlerini belirterek kendi değerlendirmesini yapar.

GÖRSEL OKUMA ANALİZİ

Görsel 1 (Vapur): Vapurun denizde ilerlemesi, dalgalı suyun varlığı, vapurun hareket halinde olduğu görülüyor.

Görsel 2 (Kuşlar): Havadaki kuşların uçuş şekli ve dağlar arasında süzülmeleri, özgür bir atmosferde olduklarını gösteriyor.

Görsel 3 (Aile Yemeği): Anne, baba ve çocukların bir masa etrafında yemek yediği anlaşılıyor. Aile sıcak bir ortamda bir araya gelmiş gibi görünüyor.

Görsel 4 (Sofra): Sofrada oturan 4 kişi bulunuyor. Yemek masasının düzeni, tabaklar ve kullanılan yemek takımları ailenin bir arada olduğunu, muhtemelen bir öğün paylaştığını gösteriyor.

Görsel okuma, görsel öğeleri dikkatlice inceleyerek çeşitli bilgiler elde etmeyi sağlar. Bu örneklerde olduğu gibi, görsellerdeki detaylara odaklanarak metin dışı ifadeleri anlamak mümkündür.

avicenna

Pedagojik makaleler ve her türlü faydalı bilgiyi sizlere sunmak için araştırmalar , analizler yapıyor ve özgün bilgilerle harmanlayarak sizlere sunuyorum. Destek olmanız beni mutlu eder. Teşekkürler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir