İslamiyet, Arabistan yarımadasında yayılma alanı bulmuştur.
İslamiyeti ve islam tarihi konusunu anlamak için bu coğrafyanın özelliklerini bilmek zorundayız. İslam tarihi ders notları için tüm sayfayı inceleyiniz. Arabistan yarımadası siyasal bir parçalanmışlık içerisinde, halkın sosyal tabakalar halinde yaşadığı bir coğrafyadır.
Bu konumuzda islam tarihi özet bir şekilde anlatılmaya çalışılacaktır. islam tarihi konu anlatımı içeriği belirli aralıklarla tekrarlanmalıdır.
Konu Başlıkları
İslam Tarihi Konu Anlatımı
Arabistan yarımadası ‘nda halkın bir kısmı çöllerde yaşıyordu ve bu kişilere “bedevi” deniliyordu.
Medine gibi şehirlerde yaşayan yerleşik kimselere ise “Medeni” deniyordu. Medine isminin zamanla yerleştiğini görüyoruz. Eski adı ise Yesrib olarak bilinmektedir.
Arabistan yarımadasında kabilevi bir yaşantı hakimdi. Kabileler arasında savaş eksik olmazdı. Sürekli bir savaş halinde olmaları ticareti sekteye uğratıyor ve hayatı çekilmez hale getiriyordu.
Kabilevi yaşam tarzında bir kişinin suçunu bütün kabile yüklenir. Bu sebeple bireysel hatalar çok çabuk bir şekilde savaşa dönüşebiliyordu. İşte bu sebeple kabileler arasında “Haram aylar” adı verilen 4 aylık bir yasak süre belirlendi ve savaş bu aylar içerisinde yasaklandı.
Ticaret için panayırlar kuruluyordu. Aralarında “Ukaz Panayırı” en bilinen pazar yeridir.
Ticaret ve edebiyat bu sayede gelişme olanağı buldu. Aslında Araplar arasında siyasi birliğin olmamasının sebebi de bu kabilevi yaşam tarzıdır.
Dini yaşantıya baktığımızda ise putperestliğin yaygın olduğunu görüyoruz. Arabistan’da islam tarihi başlayana kadar bir çok din görülmüştür.
Bunlar arasında Hristiyanlık veya diğer adıyla İsevilik , Yahudilik veya diğer adıyla Musevilik, Mecusilik veya diğer adıyla ateşgedelik, Hanif dini veya diğer adıyla Allah’ü Teala’nın gönderdiği ilk ve tek hak din ve islamiyetin öncü din hareketi bulunmaktadır.
Hz.İbrahim ile devam eden Hanif dini H.z. Muhammed ve ailesinin de mensub olduğu bir inanıştır.
Mekke islam tarihi öncesinde de büyük bir öneme sahiptir. Putlarla dolu olan Kabe bu kentte bulunmaktadır. Kabe duvarlarına şiirler asılır ve ibadetler burada yapılırdı. Bu yönü ile Mekke şehri dini bir merkez konumundadır.
Sosyal yaşantı içerisinde köle ticareti yaygındı ve insanlar arasında farklar vardı. Bu farkların kaynağı ise paraydı.
İşte islam tarihi ve uygarlığı böyle bir coğrafyada yükseldi.
Akabe Biatları
Biat : Birinin ya da birilerinin, başka birine itaat etmesi ve boyun eğmesi anlamına geliyor.
Konumuzla ilgili olarak baktığımızda bazı Medineliler’in İslamiyeti kabul etmesi olarak yorumluyoruz.
Akabe denilen tepede bir grup Medineli gizlice Hz.Muhammed ile görüşerek islamiyeti benimsedi.
Bu müslümanlar, Medine’ye dönerek islamiyeti anlattılar ve daha kalabalık bir grup ile ikinci kez geldiler. Bu sürece de ikinci akabe biatı diyoruz.
Önemi Nedir ?
Akabe biatları Mekke’den Medine’ye göçün hazırlayıcısı olmuştur. Medineli Ensar kavmi, bu süreçte ortaya çıkmıştır.
Hicret ise 622 yılında Mekke’den Medine’ye olmuştur.Göç olayına Hicret , hicret edenlere Muhacir diyoruz.
Bu göç olayından sonra Hz.Muhammed Mekke ve Medinelileri kardeş ilan etti. Medine sözleşmesi ile Yahudiler de bu kardeşliğe dahil edildi ve İslam Devleti kuruldu.
Medine Sözleşmesi islam devletinin ilk anayasası kabul edilir. islam tarihi konu anlatımı içeriğindeki belki de en önemli alan ve soru gelebilecek yer savaşlardır. Aşağıdaki savaşları ve sonuçlarını dikkatli okuyunuz.
Bedir Savaşı
Mekkeliler, Medine’ye göç eden müslümanların mallarına el koyunca buna karşılık Medineli müslümanlar da Mekkelilerin ticaret kervanlarına saldırdılar.
Bunun üzerine Bedir kuyusu etrafında Bedir Savaşı yapıldı. Savaşı müslümanlar kazandı
Müslümanların ilk zaferidir ve özgüvenlerini arttırmıştır.
Savaşta esir alınan Mekkelilerden her 10 kişiye okuma yazma öğreten esirler serbest bırakılacaktı. Bu kadar islam savaş hukuku ile ilgili verilen ilk karardır.
Savaş sırasında Beni Kaynuka Yahudileri Mekkelilere yardım ettikleri için Medine’den çıkartıldılar.
Uhud Savaşı
Uhud dağı eteklerinde yapılan bu savaşta Hz.Muhammed okçular tepesinde yerleştirdiği müslümanlara ” Benim yaralandığımı dahi görseniz yerinizi terketmeyin” demiştir. Ancak Mekkeliler sahte ricat yapınca sevinerek onları kovalayan müslümanlar tuzağa düşmüştür.
Uhud savaşı yenilgi ile sonuçlanmıştır.
Mekkelilere yardım eden Beni Nadir Yahudileri de Medine’den çıkarıldılar.
bu savaşta Mekkeliler , intikam aldıkları için geri dönerek üstünlük kazanma girişiminde bulunmamışlardır ya da bulunamamışlardır.
Hendek Savaşı
Müslümanların üçüncü savaşıdır ve son savunma savaşıdır. Bu savaşta İranlı Selman-ı Farisi bir öneride bulunmuş ve şehrin etrafına hendekler kazılmasını salık verdi.
Bunun üzerine önerisi kabul edildi ve savunma yapılmaya karar verildi.
Mekkeliler hendekleri aşamayınca geri çekildiler ve savaş sona erdi.
Bu savaştan sonra Beni Kureyza kabilesi de Medine’den çıkartıldı ve Medine ‘de Yahudi nüfus kalmadı.
Hudeybiye Anlaşması
Hendek savaşından sonra Medine’liler ile Mekke’liler arasında yapılan bu anlaşmada taraflar birbirlerine saldırmazlık anlaşması yapmışlardır.
Hudeybiye Anlaşması Mekke’lilerin islam devletinin varlığını tanıdığını gösterir niteliktedir. Bu sebeple önemlidir.
Hudeybiye Anlaşması Maddeleri
Anlaşmanın önemli diğer maddelerinden biri de iki tarafında istediği kabile ile ittifak yapabileceğidir.
Anlaşmadaki ilginç maddelerden biri de Mekkeli gençlerin islamiyeti kabul ettikleri taktirde Medine’ye alınmayarak iade edilmeleri talebidir. Bu talep kabul edilmiştir.
Başlangıçta müslümanların aleyhinde görünse de bu gençler Medine’ye alınmadıkları için çöllerde yaşamaya başlamış ve Mekke ticaret kervanlarına saldırmışlardır. Bu sebeple bu madde Mekke’lilerin aleyhine dönmüştür.
Hayber Kalesi’nin Fethi
Hayber kalesindeki Yahudiler sürekli olarak müslümanlaraleyhinde ittifaklar kurdukları için ve Şam ticaret kervanlarına saldırdıkları için burası ele geçirilerek Şam ticaret yolunun güvenliği sağlandı.
Mute Seferi
Bizans ile İslam Devleti arasında yapılan ilk savaştır. Hristiyan Araplar olan Gassaniler, İslam elçilerinden birini katledince, savaş için harekete geçildi.
100.000 kişilik bir Gassani- Bizans ordusu ile karşılaşan müslümanlar, ağır bir yenilgi alarak geri çekilmek zorunda kaldılar. Halid Bin Velid, islam ordusunun kalan neferlerini geri getirmeyi başardı.
Mekke’nin Fethi
Mekke’lilerin Hudeybiye anlaşmasını bozması üzerine hiçbir direnişle karşılaşmadan Mekke’ye girildi. Müslümanlara direniş göstermeyen ve pes etmeyen bir kaç kişi dışında kimseye dokunulmadı. Mekke’nin Fethi ile İslam devleti kutsal topraklara sahip oldu.
Tebük Seferi
Bizans Devletinin 40 Bin kişilik bir orduyu Müslümanlar üzerine gönderdiği haberini alan Hz. Muhammed sefer için çok teçhizatlı bir ordu hazırlamış ancak Bizans ordusu Hz.Muhammed’in hazırladığı ordu karşsına çıkmamış, istihbarat asılsız kabul edilmiştir. Bu seferde savaş yapılmamıştır.
Taif Seferi
Taif şehri kuşatılsa da alınamadı. Kuşatmanın ardından ertesi sene Taifhalkı kendiliğinden islamiyeti kabul etmiştir.
Veda Haccı
Hz.Muhammed son hacc vazifesini yerine getirmek için Mekke’ye gittiğinde müslümanlara uzun uzun nasihatler verdi ve orada vefat etti. 632 Senesinden sonra 4 halife dönemi başlamıştır. Halife, peygamberden sonra islam devletinin başına geçen kişidir. islam tarihi konu anlatımı içerisinde 4 halife devri de önemli bir yer tutmaktadır.
4 Halife Devri – Hulefa-i Raşidin
Dört halife devri , cumhuriyet devri olarak da bilinmektedir. Bunun sebebi Halifelerin nisbi seçim yolu ile başa gelmeleridir. Bu 4 halifeden sonra saltanat sistemine dönüşecektir.
Hz.Ebubekir Dönemi
Hz.Ebubekir ilk Halife’dir. Hz Muhammed’in en iyi arkadaşıdır.
Vefat haberinden sonra ortaya çıkan sahte peygamberler ve dinden dönen fırsatçılar ile uğraşmıştır. Bu sebeple dışarıya çokça fetih yapamamıştır.
Hafızların şehit olması sebebiyle Vahiylerin yok olma tehlikesi ortaya çıkınca Kur’an-ı Kerim’in kitap haline getirilmesi kararlaştırılmıştır.
Kur’an-ı Kerim’in bu ilk haline Mus’haf denir.
Devlet memurlarına maaş bağlanmasına karar verilmiştir.
Ecnadeyn savaşı ile Suriye ve Filistin’in kapılarını açtı. Bizans ordusu ağır bir yenilgiye uğratıldı.
Hz.Ömer Dönemi
İslam devleti ile ilgili en çok yenilik Hz.Ömer döneminde yapılmıştır dersek yanlış olmaz. islam tarihi kapsamında H.z Ömer için islam devletini , resmi anlamda devlet yapan kişidir dersek yanlış olmaz. Yaptığı yenilikler kurumsal niteliktedir. Yaptığı yeniliklerden bazıları şunlardır :
İllere kadılar tayin etmiştir.
Vilayetler düzenlenmiş ve Valiler atanmıştır.
Çarşı Pazar denetimi için Muhtesip görevlendirilmiştir.
Divan-ı Cund yani ilk Divan kurulmuştur.
Beytül Mal adıyla devlet hazinesi kurmuştur.
Madeni para bastırmıştır.
Askeri posta sistemi kuruldu.
İkta sisteminin temelleri atıldı.
Topraklar için defter tutulmuştur.
Suriye , Mısır, Ürdün ve Filistin ele geçirilmiştir.
Kadisiye Savaşı ile Sasaniler yenilmiş ve Irak ele geçirilmiştir.
Nihavend savaşı ile İran tamamen ele geçirilmiştir.
Bingazi ve Trablusgarp fethedilmiştir.
Nice yerleri fetheden Hz. Ömer Ebu Lü’lü adında bir yahudi köle tarafından sabah namazı sırasında aldığı bıçak darbeleri ile şehit edilmiştir.
Arkadasından oğlunu tayin etmesi istenmişse de kendisi ” Bir aileden bir kurban yeter” diyerek Eshab-ı Kiram’dan 6 kişiyi seçti ve neticede Şurada alınan karar ile Hz. Osman Halife ilan edildi.
H.z. Osman Dönemi
H.z. Osman İran’ın fethini tamamladı. Kafkaslara yöneldi.
Hazarlar yani Yahudi Türkler ile mücadeleye giriştiler. Ancak başarı gösteremeyince Kafkasların güneyi çekildiler.
Şam vilayetinde donanma kurularak Kıbrıs vergiye bağlanmıştır. Bununla beraber Rodos adası da fethedilmiştir.
Hz. Ebubekir döneminde kitap haline getirilen Kur’an-ı Kerim’e MUSHAF dendiğini belirtmiştik. Kutsal kitabın çoğaltılarak eyaletlere gönderilmesi de H.z. Osman zamanında olmuştur.
Burada amaçlanan şey kitabı korumak ve adalet emirlerini her yerde eşit uygulamaktır. Bir diğer fayda ise değişik coğrafyalar fethedildiği için okunuşlarda değişimler olmasını önlemektir.
H.z. Osman döneminde Emevi ailesinin üst kademe görevlere getirilmesi iltimas yani günümüzdeki anlamıyla torpil söylentilerini ayyuka çıkardı. H.z. Osman bu sebep ile şehid edildi.
Ortaya çıkan bu karışıklıklar fetihleri durdurdu ve islam dünyasında parçalanmalara sebep oldu.
H.z. Ali Dönemi
H.z. Osman’ın şehit edilmesinden sonra, H.z. Aişe katillerin bulunmasını talep etti. H.z. Ali’nin bu konuda yavaş davrandığı düşünülerek kendisine karşı gelindi. Muaviye’de buna dahil oldu. Muaviye bu dönemde Şam valisidir.
H.z. Aişe ile H.z Ali arasında CEMEL VAKASI yaşandı. Bu olay müslümanlar arasında ilk ayrılıktır. Cemel arapça deve demektir. Savaşın kanlı çarpışmaları H.z. Aişe’nin devesi etrafında gerçekleştiği için savaşa bu isim verildi. H.z. Ali bu savaşı kazandı.
Muaviye’nin dahil olduğu ve başını çektiği Şam grubu ile yapılan savaş SIFFİN SAVAŞI’dır.
Bu savaşta Hakem Olayı yaşanmıştır. Muaviye yanlıları mızraklarının ucuna yenilmek üzereyken Kur’an sahifelerini takınca müslümanlar saldırmadılar.
H.z. Ali ve Muaviye’nin hakemlerinin ikisini de görevden alması gerekiyordu. Ancak sadece H.z. Ali’nin hakemi dürüst davrandı. Muaviye ise Halifelik ilanında bulundu.
Hariciler isimli grup ne H.z. Ali ne de Muaviye taraftarıdır. Bu grup H.z. Ali ve Muaviye’yi öldürme niyetinde idiler. Ancak bu grup sadece H.z. Ali’yi şehid etmiştir.
H.z. Ali’nin şehid olması ile beraber 4 halife devri veya diğer adıyla Hulefa-i Raşidin (Doğru Halifeler) devri sona ermiştir.
Dört Halife devri cumhuriyet devri olarak görüldüğü için bu devre cumhuriyet devri de denir.
Artık Muaviye ile beraber Saltanat sistemine dönüşecektir. Muaviye oğlu Yezid’i kendisinden sonraki halife ilan ederek Halifeliği Emevi soyuna ait bir saltanata dönüştürmüştür.
Emeviler Devri
Emeviler devri dediğimiz de akla ilk olarak Emevi ailesi ve Muaviye gelmelidir. Çünkü bu zat, islam devletini bir saltanat haline getirmiştir. Muaviye, oğlu Yezid’i kendisinden sonraki varisi olarak Halife ilan etmiştir.
Emeviler devrinin ikinici önemli meselesi ise Arap milliyetçiliği olarak bilinen “Mevali” politikasıdır.
Mevali kelime manası ile köle demektir. Arap olmayan herkes, ikinci sınıf vatandaş yani köle olarak görülürdü. Bu durum uzun müddet islamın yayılmasını engellemiştir.
Emeviler devrinde İstanbul kuşatmaları yapılmıştır. İstanbul iki kere kuşatılsa da başarı sağlanamamıştır.
Hz. Eyüp ya da diğer adıyla Eyyüb El Ensari İstanbul kuşatmasında şehid olduğu için mezarı İstanbul’dadır.
İslam orduları Maveraünnehir’e girmiştir.
Başkent , güvenlik gerekçesi ile Kûfe’den Şam’a taşınmıştır. Muaviye, eski Şam valisi olduğu için bunu düşünmüş olmalı.
İlk posta teşkilatını kurarak istihbarat ağını başlatmıştır.
Yezid Dönemi
Bu dönemde Kerbela olayı meşhur olmuştur.
H.z. Ali’nin küçük oğlu H.z. Hüseyin’i Kûfe’ye çağıran H.z. Ali taraftarlarını ve H.z. Huseyin’i haber alan Yezid, saldırarak günlerce onları muhasara etmiş ve teslim olmadıklarında da şehid etmiştir.
Diğer Gelişmeler
Kuzey Afrika’nın fethi tamamlandı.
İspanya fethedildi. İspanya , Endülüs olarak bilinmektedir. Burada Endülüs Emevileri adı ile bir devlet kuruldu.
Emevilerin en parlak dönemi Halife Abdülmelik dönemidir. Bu dönemde ilk islam altın parası basılmıştır.
Tarık Bin Ziyad komutasında Kadiks savaşı ile İspanya fethedilse de Puvatya savaşı ile ilerleyiş durduruldu.
Emevilerin yıkılış sebepleri
Emevilerin yıkılış sebepleri ne baktığımızda Mevali politikası başta gelir. Bu ırkçı politika isyanları beraberinde getirmiştir. Özellikle de Şuubiye akımı Emevi karşıtı bir akımdır.
Sınırların oldukça genişlemesi sonucunda merkezi otorite zayıflamıştır.
Emevilerin yıkılış sebepleri arasında Horasan Valisi Ebu Müslim’in isyanı da büyük rol oynamaktadır. Şiilerin yıkıcı faaliyetleri ile birleşen isyanlar devletü yıkılışa sürüklemiştir.
Emevi Halife’si Mervan’ın öldürülmesi ile siyasi olarak sona ermiştir.
Endülüs Emevi Devleti
Endülüs İspanya’nın diğer adıdır. Bizdeki karşılığı İspanya olan Endülüs, Abdurrahman tarafından kuruldu. Halife Hişam’ın torunudur.
Başkent Kurtuba’dır.
Endülüs Emevileri, bilim ve kültür alanında ilerlemiştir. 1030 yılında Hristiyan saldırıları ile parçalandığında geriye Beni Ahmer Devletini bıraktılar.
Başkenti Gırnata’dır. Gırnata sarayı günümüzde meşhur bir turistik mekandır.
1492 yılında İslam egemenliği sona erince Osmanlı devletine sığındılar ve onları Oruç ve Hızır reis taşıdı.
Hızır Reis , Barbaros Hayreddin Paşa’dır.