Makale

Konfüçyüs ve Eğitim

Öncelikle neden Konfüçyüs ve Eğitim üzerine düşünme gereği duyduk ve bu konuda fikirlerine başvurduk onunla girizgah yapmak isterim.Bundan maada Konfüçyüs hakkında bir biyografik bilgi vermeliyim.

Fakir bir ailede doğdu, ahırları yönetti ve kendini eğitirken muhasebeci olarak çalıştı. Altı sanatta (ritüeller, müzik, okçuluk, savaş arabası sürüşü, hat sanatı ve aritmetik). Ustalığı , tarih ve şiire aşinalığı, otuzlu yaşlarında parlak bir öğretmenlik kariyerine başlamasını sağladı. Konfüçyüs, eğitimi sürekli kendini geliştirme süreci olarak gördü ve birincil işlevinin asillerin eğitilmesi olduğunu söylerdi. Kamu hizmetini eğitimin doğal sonucu olarak gördü ve aile, okul, topluluk, devlet ve krallık dahil olmak üzere Çin sosyal kurumlarını canlandırmaya çalıştı. Hükümet görevlerinde görev yaptı ve sonunda Lu’da adalet bakanı oldu, ancak politikaları çok az ilgi gördü. Öğrenci çemberinin genişlediği 12 yıllık bir sürgünden sonra, öğretmek ve yazmak için 67 yaşında Lu’ya döndü. Eğitime temel bakışını gösteren şu sözünü hatırlayalım ” Bir hükümdar, insanları dönüştürmek ve onların törelerini tamamlamak istiyorsa, bunu ancak eğitim yoluyla yapabilir!

Eğitim mevzu bahis olduğunda Konfüçyüs ve eğitim üzerine bazı mülahazalar yapmak icab eder diye düşünüyorum. Eğitim konusunda çok fazla fikir ve teori olsa da bunlar arasında en yenilikçi ve en geleneksel olanları beraber değerlendirmenin doğru ve çarpıcı olacağını düşünüyorum.

Modern eğitim kuramlarına baktığımızda yaparak ve yaşayarak öğrenmenin ön plana çıktığını görüyoruz. Somut öğrenme adımlarından biri olan bu öğrenme stilinde işi yapan, öğrenen ve etkilenen aynı kişi. Konfüçyüs ün şu sözü ise bu modern metot ile geleneksel metodu oldukça bağdaştırıyor. ” Bana anlat unuturum, bana göster hatırlarım, beni dahil et, anlarım. “

Beni dahil edersen anlarım ve unutmam elbette. Zaten hayatımızda anılarımıza ışık tuttuğumuzda bir çok sağlam ve net anının tarafımızca yaşanmış olması yıllar geçmesine rağmen hatırlamamızın temel sebebi. Bu noktada şunu da es geçmemek gerekir. Bu anıların şok edici etkilerini de anımsıyoruz. Belki de bu etkileri, bu anıları unutulmaz kılıyordur.

Eğitimde Bir Cemiyetin Üyesi Olmak

Konfüçyüs e göre bir cemiyetin üyesi olmak , bireysel çalışmadan daha fazla katkı sağlar. Sosyal bir varlık olan insan, elbette insanlığın kültür birikiminden faydalanmalı ve bu eşsiz deryada boğulmamak için bir kültüre tutunmalıdır. Burada elbette tek yönlülüğü kastetmiyoruz. Burada kastedilen bir adım atarken arkadaki ayağımızı basacak sağlam bir nokta olması. Bu noktada şu örneği es geçmemek gerekir.

Mason cemiyetleri tarih boyunca varolmuş ve gizli öğretilerini sadece cemiyet üyeleri ile paylaşmışlardır. Birbirlerini desteklemiş ve locanın gelişimini bu paylaşımda bulmuşlardır. Locanın bilgi paylaşımı yapılırken cemiyet üyeliği araması da şüphesiz bozulmaların ve tahribatın önüne geçme isteğinden kaynaklanıyor. Tarihte buna benzer yüzlerce gizli öğreti olduğu muhakkak. Velhasılı kelam bilgi deryasıan girerken savrulmamak için bir temel belirlemek gerekir.

Bildiğini Bilmek

Konfüçyüs , ne yaptığını bilen insanların takip edilmesi gereken insanlar olduğunu düşünüyor. Şüphesiz kendinden emin olan birisi eğer hareketlerinde tutarlı ise bunun bir sebebi de bilgi seviyesidir. Bildiğini bilmeyen kişilerin yaşayacağı özgüven eksikliği düşünüldüğünde kendilerinin uyarılması gerekliliği de ortaya çıkıyor. Eğer bir kişi bilmediğinin farkında ise o kişinin bilgi eksikliği şüphesiz giderilebilir. Ancak bir insan bilmiyor ve bilmediğinin de farkında değilse ve bunu inkar ediyorsa ondan uzaklaşmanın daha doğru olacağını düşünüyor.

Bildiğini Göster !

Bilgi şüphesiz insanları birbirinden ayıran bir ayrıt noktasıdır. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu ? Eğer böyleyse daima bildiğini göstermek icap eder. Ez cümle bilgili insanları öncü insanlar olmalıdır. Eğer bilmiyorsa kişi , geri planda durmalı ve bilenlere de köstek olmamalıdır. Bilginin ne kadar güçlü olduğunu Avrupla’lılar rönesans döneminde şu sözcüklerle ifade ediyorlar. Özellikle Bacon’un şu sözü dikkat çekicidir. ” Knowledge is power” yani bilgi güçtür.

İnsanın akıllıca davranmasının üç yolu vardır.

Motivasyon : En asil olan budur. İkincisi, taklit üzerine; en kolayı budur. Üçüncüsü, deneyim üzerine; en acısı budur. Diyor Konfüçyüs.

İnsan iyi düşünceler üzerinde ne kadar çok düşünürse onun dünyası ve genel olarak dünya onun için o kadar iyi olur.

Hayatta Doğru Hedefler Koymak

Konfüçyüs’e göre, doğru bir amaç belirlemek, kişinin gelişiminin anahtarıydı. Ona göre insan sadece maddi hayatıyla yetinmemeli; daha yüksek bir manevi hedefe sahip olmalıdır. yani, katkıda bulunması gereken gelecekteki sosyal gelişim idealine sahip olmalıdır. Başlıca fikirleri şu şekildedir; ilk olarak, hem mevcut duruma hem de beklentilere dayalı olarak kişinin hedeflerini oluşturmasından bahseder. İkinci olarak, manevi hayata maddi hayattan daha fazla öncelik verilmesi gerektiğini belirtti. Son olarak, kişinin kendi iradesine odaklanması ve hedeflerine bağlı kalması üzerinde durmuştur . Öğrencilerinden iradelerini hiçbir şeyin değiştiremeyeceği kadar sağlam tutmalarını istedi.

Öz Kontrol ve İç gözlem

Konfüçyüs, insanlarla ilişkilerde kişinin kendisine karşı katı olması ve ahlaki standartlara uymaları için sözlerini ve davranışlarını kontrol etmesi ve incelemesi gerektiğini savundu; bu onun “öz kontrol” dediği şeydi. İç gözlemle, kendimizi yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini kastetmişti (öz değerlendirme). Ayrıca, tanınmak için öğrenmek veya başkaları için öğrenmek yerine kendi kendine öğrenmeyi vurguladı; ona göre, bir kimse asil veya üstün olmak istiyorsa, başkaları için değil “kendisi” için öğrenmelidir.

Konfüçyüs’e göre bir beyefendi, hata yaptığını kabul eder ve sorunu çözmenin yollarını aramaya çalışır Konfüçyüs öz reform teorisi aşağıdaki yönlerden oluşur; bir kişi hatalarını gizlemekten kaçınmalıdır; kendini yeniden şekillendirmeli; insanın hata yaptığını kabul etmelidir; hatalarını uygun şekilde ele almalı ve düzeltmeli, diğer insanların hatalarına ve eleştirilerine karşı doğru bir tutum benimsemelidir Bu, başkalarına bize davranılmasını istediğimiz şekilde davranmamız gerektiği anlamına gelir.

Söylediklerini Yapmak – Fikri Neyse Zikri de O Olmak

Konfüçyüs, insanların söylediklerine göre hareket etmeleri ve pratik yapmaları gerektiğini vurgular; Ona göre, vaaz ettiklerini uygulamayanlar asil değildi. Bu da insanların örnek yaşaması gerektiğini gösteriyor. Eğitim sistemi ile ilgili olarak, öğretmenlerin rol model olması gerektiği anlamına gelir. Öğrencilerin görüp taklit edebilmeleri için okulda öğrettiklerini uygulamalılar. Bir şey söyleyip diğerini yapan birine güvenmek zordur. Bu, asil bir liderin vaaz ettiklerini uyguladığı anlamına gelir. Konfüçyüs’e göre, bir öğretmenin sorumlulukları öğrencilerin ahlakını geliştirmeyi, onlara bilgi vermeyi ve öğrencilerin yeteneklerini geliştirmeyi içermelidir.

 

avicenna

Pedagojik makaleler ve her türlü faydalı bilgiyi sizlere sunmak için araştırmalar , analizler yapıyor ve özgün bilgilerle harmanlayarak sizlere sunuyorum. Destek olmanız beni mutlu eder. Teşekkürler

2 Yorum

  1. tebrikler, başarılı bir site oluşturmuşsunuz. Konfüçyüs hakkında daha fazla bilgi edinmiş oldum sayenizde.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir